İstanbul Autoshow 2012 Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün ve Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan tarafından açıldı

İstanbul Autoshow 2012 Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün ve Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan tarafından açıldı
 TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde 2-11 Kasım tarihlerinde düzenlenen İstanbul Autoshow 2012, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün ve Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın katılımlarıyla açıldı.  45 markanın 500’e yakın model ile katıldığı İstanbul Autoshow 2012’de
 4 dünya lansmanı, 31 Türkiye lansmanı yapılıyor.


Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) ve TÜYAP Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş. işbirliği ile 2-11 Kasım 2012 tarihleri arasında TÜYAP’ta düzenlenen İstanbul Autoshow 2012, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, ODD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Bayraktar, OICA Başkanı Patrick Blain ve TÜYAP Tüm Fuarcılık Yapım Anonim Şirketi Autoshow Başkanı İlhan Ersözlü’nün katılımıyla özel konuklar ve basın için 1 Kasım’da düzenlenen etkinlikle ziyarete açıldı. İstanbul Autoshow 2012, 2-11 Kasım tarihleri arasında tüm otomobil tutkunları için ziyarete açık olacak.
Ailelerin keyifli bir gün geçirmelerine olanak verecek yepyeni konsepti ile ziyaretçilerini ağırlayacak olan İstanbul Autoshow 2012’de 4 modelin dünya prömiyeri 31 modelin ise Türkiye prömiyeri gerçekleştiriliyor. 45 markanın toplam 500’e yakın modelinin sergilendiği, Autoshow 2012, 12 salonda ve toplam 50.000 metre kare stand kurulum alanında gerçekleşiyor. Otomobil tutkusunun kalbi bu yıl TÜYAP’ta atıyor.
 Bakan Çağlayan: “Vergi sıkıntıları konusunda sektörü haklı buluyorum”
 Fuarın açılışında konuşan Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Autoshow’un sektörün dinamiklerini göstermesi açısından çok önemli olduğunu söyledi. Hükümetin sektöre yönelik desteğinin yüksek olduğunu belirten Çağlayan, otomotiv sektörünü vergi nedeniyle yaşadığı sıkıntılarda haklı olduğunu ve bu sıkıntıları ilgili bakanlıkla da paylaşacağını belirterek, “Bunu sizlere şirin görünmek için söylemiyorun. Vergi sıkıntıları konusunda haklısınız” dedi. Konuşmasında Türkiye’nin ihracat hedefleri konusuna da değinen Çağlayan, hedeflerin tutturulabilmesi için ihracat kilogram fiyatının da arttırılması gerektiğini söyledi. Çağlayan bakanlığın yaptığı bir çalışmada bin kilogramlık malın 1027 dolara satıldığının görüldüğünü belirterek, “1.2 dolar olan ihracat fiyatımızı Almanya, Kore gibi 3-4 dolar seviyelerine taşımalıyız” şeklinde konuştu.

Bakan Nihat Ergün: “İnsanlar twitter’a değil, otomobile binecek”

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün de Ar-Ge ve inovasyonun önemine dikkat çektiği konuşmasında, ekonomisi sanayi ve üretime bağlı ekonomilerin her zaman daha güçlü olduğunu kaydederek, “Twitter, facebook da önemli gelişmeler ama insanlar facebook ya da twitter’a değil otomobile binecekler. Bu nedenle otomobil sektörünün önemi güçlenerek artacak” dedi. Türkiye’nin yeni otomobil markaların yaratıldığı bir pazar olması gerektiğini ifade eden Ergün şunları söyledi:
 “10 yıl sonra Türkiye iç pazarında 2 milyon araç satılacak. Ama tükettiğimiz araçların yüzde 75’ini ithal ediyoruz. İçeride üretilen araçlar yetmiyor. Yeni modellerin de üretime katılması lazım. Bu noktada yerli otomobil meselesi de çok önemli. Ana üreticilerin bu konuyu milli ve manevi bir görev kabul etmesini bekliyoruz. Türkiye önümüzdeki dönemde 10 tane dünya markası yaratacaksa bunlardan biri de otomobil markası olmalı.”

Bayraktar: “2012 yılı otomotiv sektörü toplam pazarını 815 binler seviyesinde öngörüyoruz”
Pazara ilişkin de kısa bir değerlendirme yapan Mustafa Bayraktar, “Pazarımız, 2011’i 911 bin adetlik satış ile tamamlanmasının ardından bu yılın ilk 9 ayında %12.2’lik bir azalmayla devam ediyor.
Ekonomide yumuşak inişi sağlamak amacıyla 1 yıl önce alınmaya başlanan mali önlemler, ve özellikle geçen sene 1600 ve 2000cc üzeri otomobillere, hafif ticari araçlara, geçtiğimiz Eylül ayında ise 1600 cc altındaki otomobillere gelen vergi artışları pazarımızı olumsuz etkiledi.
Sonuçta, 2012 yılı otomotiv sektörü toplam pazarının 815 binler seviyesinde gerçekleşeceğini öngörüyoruz.
Bu seviye, pazarımızın gerçek potansiyelinin çok gerisinde. Araç sahipliği oranı Türkiye’de hala bin kişide 141’le dünya ortalaması seviyesinde. Derneğimiz bu konuyu derinliğine irdelemek ve birçok kesim tarafından sorgulanan pazarın gerçek potansiyelini tespit etmek amacıyla 2009 yılında 10 yıllık bir yol haritası ve bilimsel bir talep projeksiyonu çalışması yayınladı. Bu sene ise, verileri güncelleyerek devamı niteliğindeki ikinci çalışmayı yayınladık. Her iki çalışma da gösterdi ki ülkemizin refah seviyesi yani satınalma gücü ile otomotiv talebi arasında çok kuvvetli bir korelasyon var. Hane halkının geliri %1 artarsa talep %2’den fazla artıyor.” dedi.

“Binlerce kilometrelik bir yolculuk ilk adımın atılmasıyla başlar”
Bayraktar şöyle devam etti: “Bu sene yayınladığımız akademik çalışmada açık bir öneri yer alıyor. O da ömrünü tamamlamış araçlarla ilgili sistemin çalışabilmesi için hurdaya çıkan araçların sadece yenisinin alınması konuşuyla kullanılabilecek bir vergi teşviği verilmesidir. Bu yolla, bugünkü ekonomik konjonktürde senede ortalama 100 bin civarı aracın trafikten çekilip yenileriyle değiştirilebileceği sonucuna vardık. Üstelik maliyemizin de bu sayede hiçbir ek fon ayırmadan 1 milyar TL’nin üzerinde ek gelir elde edebilmesi mümkün.
12 milyonluk araç parkında her sene 100 bin aracın yenilenmesi, araç parkının gençleştirilmesi konusunda önümüzde çok uzun bir yol olduğunu gösteriyor. Bu da aklımıza eski bir Çin atasözünü getiriyor: Binlerce kilometrelik bir yolculuk ilk adımın atılmasıyla başlar.
Bundan üç yıl önce, modern teşvik, vergi ve altyapı çalışmalarının tek bir elden koordineli bir şekilde yürütülmesi amacıyla ortaya konan, Otomotiv Strateji Belgesi açıklandığında büyük bir heyecan duyduk. Bu platform, kanun koyucularla piyasa oyuncularının ve bürokrasinin görüşlerini bir araya getirmesi açısından çok önemli bir araç. Bugün geldiğimiz noktada Otomotiv Strateji Belgesine katkıda bulunması öngörülen kesimlerin daha fazla bir araya gelerek yeni uygulama ve politikalar hakkında asgari müşterekte buluşarak karar alınması konusunda ileriye dönük ümidimizi koruyoruz.”
Ersözlü: “İstanbul Autoshow Fuarını Hem Katılımcımız hem de ziyaretçilerimiz açısından ilklerin yaşandığı, unutulmaz bir platforma dönüştürmeyi amaçlıyoruz”
TÜYAP Tüm Fuarcılık Yapım Anonim Şirketi Autoshow Başkanı İlhan Ersözlü ise konuşmasında; “Fuarımız ODD ile birlikte oluşturduğumuz fuar komitesinin 18 aylık bir çalışması sonucu 98.000 m2’lik alanda 50.000 m2 stand kurulumunda 45 markanın birbirinden güzel stand konseptiyle katılımının yanı sıra 35 aksesuar firması ile birlikte, Basın sokağında bulunan 41 basın kurumunun katılımı ile ülkemizin en nitelikli alt yapıya sahip Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi salonlarında hazırlandı. 1250 personelin görev aldığı İstanbul Auto Show fuarını hem katılımcımız, hemde ziyaretçilerimiz açısından unutulmaz, ilklerin yaşandığı, hepimizin hafızalarında yer edinecek, unutulmaz bir platforma dönüştürmek ve bugüne kadar yapılmış en iyi Auto Show fuarı olma hedefiyle, 1,5 yılı aşkın süredir tanıtım ve pazarlama faaliyetlerimizi sürdürdük. Sektör adına çok başarılı sonuçlar doğuracağına inandığımız bu gayretlerin olumlu neticelerini hep birlikte alacağız.” Dedi.
OICA Başkanı Blain: “Türkiye coğrafi konumu ve ticaret ve rekabet gücüyle küresel otomotiv sektöründe önemli oyunculardan biri durumunda”
İstanbul Autoshow 2012 açılışında konuşan OICA Başkanı Patrick Blain ise 2011 yılında dünyada 80 milyonun üzerinde otomobil üreten ve dünyanın en büyük sektörlerinden biri olan otomotiv sektöründe 2012 yılında yüzde 3’lük bir büyüme beklendiğini belirterek şunları söyledi: “Türkiye coğrafi konumu ve ticaret ve rekabet gücüyle küresel otomotiv sektöründe önemli oyunculardan biri durumunda. Önümüzdeki 10 yılda otomotiv sektöründe küresel değişimler olmasını ve bu nedenle de tüm sektörün yeniden yapılanmasını bekliyoruz.  Avrupa ve diğer bazı pazarlar doyma noktasına gelirken gelişmekte olan ülkelerdeki pazarlarda beklenen hızlı gelişme sektörün de yapısını değiştirecek. Geçtiğimiz yıllarda küresel üretim kuzeyden güneye, batıdan doğuya olmak üzere yeni merkezlere kaydı. Bu değişim bugün her zamankinden daha da önemli olan maliyet avantajı ve artan kalite ile ortaya çıkan verimli iş gücü sayesinde gerçekleşti.”
Türkiye’de sektörün gelişmeleri çok yakından izlediğini de vurgulayan Blain, “Günümüzde “Küresel Pazarlarda Sürdürülebilir Rekabet”, ve “Hava Kirliliği ve Gürültü Emisyon Oranlarının Azaltılması” gibi konular OICA ailesinin en öncelikli konuları arasında yer alıyor ve Türk otomotiv sektörü de tüm bu konuları çok yakından takip ediyor” dedi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Blogda Ara